Tokat`ta 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü coşkuyla kutlandı. Eğitim Sen Tokat Şube Başkanı Orhan Gökçek yaptığı basın açıklamasında bizler artık istediğimiz ülkenin, umut ettiğimiz yaşamın hayal olmadığını biliyoruz.Ve biliyoruz ki gelecek direnen, mücadele
Gaziosmanpaşa Stadyumu önünde toplanan gruplar, kutlamanın yapılacağı Cumhuriyet meydanına kadar olan yaklaşık 2 kilometrelik yolu yürüyerek geldi. Çeşitli siyasi parti, sendika ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinden oluşan gruplar 1 Mayıs`la ilgili döviz ve pankartlar taşıyarak slogan attı. KESK öncülüğünde yapılan kutlama programına katılan sivil toplum örgütleri arasında türbanlı kadınlardan oluşan Tokat Toplumsal Dayanışma Kültür Eğitim ve Sosyal Araştırmalar Derneği dikkat çekti. Türbanlı dernek üyeleri sık sık tekbir çekti. Yürüyüş sonrası polisler tarafından alana alınan gruplar, 1 Mayıs 1977`de çıkan olaylarda hayatını kaybedenler ve Gezi Parkı olaylarında yaşamlarını yitirenler için saygı duruşunda bulundu. Ardından yapılan konuşmalarından ardından müzik eşliğinde halaylar çekildi. Eğitim Sen Tokat Şube Başkanı Orhan Gökçekyaptığı basın açıklamasında Tüm mağdurlarla, yoksullarla, dışlananlarla, işsizlerle, işçilerle, kamu emekçileriyle, mimar ve mühendislerle, aydınlarla, sanatçılarla, kadınlarla, gençlerle, emeklilerle, basın emekçileriyle omuz omuzayız.Ve bu bilinçle taleplerimizle, rengarenk bayraklarımızla, türkülerimizle, halaylarımızla tek yüreğiz.
Bizler insanca yaşamak, onurlu yaşamak istiyoruz.Bu yüzden taşeron çalıştırmayla, özel istihdam bürolarıyla, esnek çalıştırmayla, sözleşmeli personel uygulamalarıyla köle olmaya direniyoruz.
Bu yüzden kıdem tazminatımıza, örgütlenme hakkımıza sahip çıkıyoruz.
Bu yüzden grev ve gerçek toplu sözleşme ile örgütlenme ve siyaset yapma hakkımızın engellenmesine karşı çıkıyoruz.
Bizler insanca ve onurlu yaşamak istiyoruz. Bu yüzden ölümüne çalıştırılmaya, simit hesabıyla yapılan artışlara, pazarda alınıp satılan bir meta muamelesi görmeye hayır diyoruz.
Kamu emekçileri olarak sefalet ücretlerinden bıktık usandık.Yandaş konfederasyonla hükümetin kirli pazarlıkları, satış sözleşmeleri ile açlığa mahkum olmayı istemiyoruz.En insani ve en temel haklarımızı savunduğumuzda terörist damgası yemek, tutuklanmak istemiyoruz.Çünkü bizler, bu ülkenin onurlu insanları olarak insanca yaşamak istiyoruz.
Biz namus kisvesiyle öldürülmek, sermayeye ucuz işgücü olmak, Roboskide devletin bombasıyla, Okmeydanında devletin gaz fişeğiyle vurulup öldürülmek istemiyoruz. Acımızla alay edilmesini, seçim mitinglerinde hedef gösterilmeyi
15 Keskli arkadaşımız hala cezaevlerinde, serbest bırakılan arkadaşlarımız ise onlarca yıllık ceza tehdidi altındalar. Yaptığımız her eylem ve etkinlik hakkında soruşturmalar açılıyor. Yine Tokatta Gezi protestolarına katıldığımız için aralarında kamu emekçilerinin, işçilerin, esnafların, öğrencilerin ve hatta eylemlere annesinin babasının elinden tutarak gelen 18 yaşından küçük çocukların da bulunduğu 140 kişiye dava açıldı. Devlet çocuklardan bile korkar oldu.
Peş peşe çıkarılan torba yasalarla kazanılmış haklarımız birer birer elimizden alınıyor, esnek, kuralsız, taşeron ve angarya çalışma yaygınlaştırılıyor.
Sendikal haklarını kullandıkları için emekçiler her gün polis-işveren işbirliğiyle saldırıya uğruyor, işten atılıyor, sürgün ediliyor, soruşturmalara maruz kalıyor.
Madenler ve elektrik santralleri başta olmak üzere geriye kalan birkaç kurum bile özelleştirilerek sermayeye peşkeş çekiliyor.
Gelir dağılımıanlarındaki ve vergi adaletsizliğindeki uçurum her gün biraz daha büyüyor.
Ancak bir savaşta yaşanabilecek sayıda insanımızı her gün yaşanan kaza süsü verilmiş iş cinayetlerinde yitiriyoruz.
Hırsızlık, yolsuzluk, rüşvet ve talan artık AKPnin kıblesi ve siyaset felsefesi olmuş durumda.
Ama artık bu böyle gitmez, gitmeyecek. Gün geldi, devran dönüyor! AKP 8 Marttan Newroza, Geziden 1 Mayısa işyerlerinde, alanlarda, sokaklarda direnen, mücadele
Çünkü bizler, sokaklarda, meydanlarda, işyerlerinde, okullarda, yoksul mahallelerde ayağa kalkıp yüzlerini güneşe dönenleriz.
Çünkü bizler artık istediğimiz ülkenin, umut ettiğimiz yaşamın hayal olmadığını biliyoruz.Ve biliyoruz ki gelecek direnen, mücadele